İlk tavsiye bunu aklınızdan çıkarmayın! Seyahatimizden bir hafta öncesinde açlık grevine giriyor kendimizi Antep mutfağına hazırlıyoruz. Orada yaşanacak en büyük pişmanlık of ya çok doydum ama yemek de istiyorum lafları olacak. Tecrübeyle sabittir. Burası Antep. Burası Türkiye’nin ilk tasdikli mutfağı. Ve her şey çok güzel. Nasıl mı gidiyoruz bu yemek diyarına? İşte size Gaziantep Gezi Rehberi..
Ulaşım: THY İstanbul kalkış ile Gaziantep havaalanına 1 saat 30 dk süren yolcuğumuzun ardından toprağa ayak basıyoruz. Biz bu tatili Cuma akşam gidiş / Pazar akşam dönüş şekilde ayarlamıştık fakat sıkı bir programla hiç konaklamadan bile bir gün içinde şehri gezebilirsiniz.
Şehir içi ulaşım için ise diyebilirim ki toplu taşıma yetersiz. Bence havaalanından araç kiralayın. Böylece belki Urfa’ya, Balıklıgöl’e veya Halfeti’ye de gidebilirsiniz. Ama yok ben araç kiralamayacağım derseniz havaalanından şehir merkezine Havaş var. 10 TL karşılığında bunu kullanabilirsiniz.
Konaklama: Biz konaklama kısmını teyzemizde hallettiğimizden bu şehirde bir otel bulmadık. Fakat aynı zamanlarda çok yakın bir arkadaşım da Antep’teydi ve İbis Otel’de kaldılar. Şehir merkezine yakındı ve memnun kaldılar.
GEZİ TURU:
Katmerci Zekeriya: Kahvaltı niyetine çak bir katmer. Odun ateşinden sıcak sıcak.
Zeugma Müzesi : Giriş ücreti 8 TL. Müze gezisi öncesi girişte hemen solunuzda kalan sinema salonuna girerek mozaiklerin nasıl kazı çalışmaları sonucu bulunduğunu ve anlamlarını anlatan belgeseli izlemenizi tavsiye ediyorum. Giriş ücreti 5 TL imiş. Kimse bizden para istememişti 🙂
Zeugma Antik Kentinde yapılan kazı çalışmalarında 1992’de bulunan Çingene Kız hepimizin bildiği en ünlü parça. Bu ise müzenin ikinci katında karanlık bir odada özel olarak sergileniyor. Bu kızın kim olduğuna dair hiçbir bilgi yok.
Tahmis Kahvesi: 1635’ten beri burada kahve yapılıyor. Hele ki menengiç kahvesi. Açık alanı da var, tarihi kapalı alanı da. Etrafta sürekli müzik yapan insanlar oluyor. Hayatımda hiç cümbüş eşliğinde kahve içmemiştim.Halil Usta: Zeugma’dan çıktığınızda hemen yakınlarda yer alan Halil Usta’da öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz. O size karışık bir tabak yapsın. Salatasına hayran olun. Kebap’da bir numara mekan bence burası. Kişi başı 30 TL’ye mükellef bir yemek yiyeceksiniz.
Bakırcılar Çarşısı: Eğer yoksa evinize mutlaka bir sahan alın. Türk kahvesi için fincan da alın. Çay tabağı da alın. Tepsi de alın. Galiba alınacak çok şey var 🙂
Zincirli Bedesten: Hediyelik eşya için istediğiniz her şeyi bulabilirsiniz.
Tarihi Elmacı Pazarı: Baharat, kuru patlıcan / biber, nar ekşisi, antep fıstığı, menengiç ne ararsanız toplayın nevaleyi
İmam Çağdaş: Lahmancunu pek meşhur ve meşhur olduğu kadar da lezzetli. Ali Nazik ve tabi ki baklavası da dillere destan. Özellikle de havuç dilim. Bence en güzel baklava burada yeniyor. Yanınızda götürmek için hediye amaçlı alacağınız baklava da yine çok lezzetli olan “Koçak” ‘ tan olsun.
Metanet Beyran: Sabah kahvaltısı diyorlar. Sabah 06:00 gibi gidin ki bitmeden içebilesiniz. Oldu da bitti mi o zaman şehir merkezine biraz daha uzak olsa da “Kelebek” tavsiyedir.
Beyazhan: Çay & kahve & otantik yer sofraları eşliğinde..
Mağara Kafe: Soğuk soğuk mağaralarda soğuk soğuk nar suyu içiniz.
Tarihi Gümrük Hanı / Kahveci Seddar Bey: Fincanda pişen çift renk çift tat türk kahvesi.
Yedik, içtik mide fesadı geçirip evimize döndük. Mide fesadını laf olsun diye söylemiyorum. Döndüğümün ertesi günü geceyi hastanede geçirdim. Ne yediysem artık! Olsun, yine olsa yine yaparım.
Yeter ki hayatımızda yeni tatlar, yeni mekanlar, yeni dünyalar olsun..
Beni ve daha bir çok fotoğrafımı instagram ve facebook adreslerimden takip edebilirsiniz.