Santorini & Mikonos Gemi Seyahati

Kalimera !

Beni Ege topraklarına gömün.

Kalbim Ege’de kaldı.

Ege’li olmak çok güzel..

Biz çekirdeğe çiğdem, çamaşır suyuna klorak, sermeye yazmak, ıslanmaya şımşırık olmak der boyoz yeriz..

Bla Bla Bla…Bu cümleler ile geçti benim çocukluğum, yetişkinliğim, hayatım.. Çok seviyorum arkadaş. O mavi suları, beyaz kerpiç evleri, begonvil çiçeklerini, şevketi bostanını, sarmaşığını, kuzu kulağını, rakısını, balığını, insanını, kokusunu her bir şeyini işte. Bu sebepledir ki canımın en içi ailemle çıktığım bu tatil benim için dillere destan, sevgi dolu, unutulmazdı.. Umarım siz de çook seversiniz 🙂

Babişkom bir gün geldi ve dedi ki: “Kızlar süper bir fırsat yakaladım. Cruise gemisi ile Yunan Adaları yapmaya ne dersiniz?” Adamın başında üç kadın var yani dile kolay. Cümle bitti biz havada çığlık kıyamet, neyse bulduk kendimizi bir ay sonra Kuşadası limanında Aegean Odyssey’ e binmek için gümrükten geçerken..

Gemide yemekler bir otel ile kıyaslanamayacak kadar şahane, güvertede gemi seyir halindeyken jakuziye girmek müthiş, gece Rus Revue showlarını izlemek ise inanılmaz eğlenceliydi.Gemi yolculuğumuz program olarak Kuşadası kalkışlı İstanbul varışlı, önce Santorini ardından Mykonos lu gemide konaklamalı her şey dahil 2 gece 3 gün idi. Sene o zaman 2011.

Santorini

Burası volkanik bir patlama sonucu oluşmuş irili ufaklı volkanik adacıkların en büyüğü.. Mavi kubbeleri, bembeyaz evleri ile adeta bir cennet.

İşin tarihi kısmına değinirsek özetle, Santorini volkanik adası M.Ö. 3000’de Minoslular tarafından kolonileştirilmiş. M.Ö. 1450 yılında yaşanan patlamayla birlikte bu uygarlığın tarih sahnesinden silindiği tahmin ediliyor. Dorlar, M.Ö. 8. yüzyılda buraya yerleştiklerinde, adaya Thira adını verirken, adayı 13. yüzyılda fetheden Venedikliler, Azize İrene’ye atfen Santorini adını vermiş. Volkanik hareketlerin sonucu kızıl ve siyah kumlu plajlar adayı ada yapan özelliklerden.

Gemi limana yanaşamıyor. Ben geminin bile yanaşamadığı, insanların filikalara binip onca yol zahmeti çektikleri bu yerde bu kadar turist olmasını garip karşılamıştım ilk. Sonra o doğayı, muhteşem manzarayı görünce insan tabi ki değer diyor.

Adanın tepesine çıkabilmek için üç seçenek var. Eşeklerle kardeş kardeş sıkıntılı bir koku eşliğinde yürüyebilirsiniz (biz inişimizi bu şekilde yapmıştık, in in bitmeyen geyik dolu bir yoldu), eşeklere binerek ya da teleferik ile. Biz çıkışta teleferiği tercih etmiştik. Kişi başı 4 Euro’ydu o zamanın parası.

Adanın tepesine bu üç yoldan birini seçerek ulaştığınızda Thira diye yazılan Fira diye okunan merkeze ayak basmış oluyorsunuz.

Santorini Thira

Oia şehri : Oia’ya gitmek yarım saatten daha uzun sürüyor. Biz Thira’dan otobüs bileti satın alıp gitmiştik. Boşuna geminin düzenlediği turlara katılmayın. Hem bir gruba bağlı oluyor, dükkanların ve manzaranın tadını çıkaramıyorsunuz hem de çok daha pahalı.

Alışveriş için Santorini’de kadınların hazırladıkları el işi pazarları çok güzel. Bu arada fiyatı da güzel.

Kaktüs meyvesinden yapılan meyve suyunu içmenizi tavsiye ediyorum.

Santorini

Santorini’de denize girmek isterseniz buradan da bir otobüs bileti alarak plajlara gidebilirsiniz. Örneğin; Siyah kumlu Kamari Plajı

Mykonos 

Kiklad takım adalarının en güzellerinden kendisi. Hatta en hareketli , en lüks , en janjanlı, gece hayatının ve çıplak plajlarının hikayelere konu olduğu bir ada burası.

Paradasise Beach ve Super Parasdise Beach ve Nammos Beach (Psarou Beach)  en ünlü plajları.

Biz gemi ile akşam yemeği zamanı varmıştık Mykonos’ a. Bu sebeple gündüzü değil gecesi görme fırsatım oldu.

Etrafta tüm sokaklar, tüm dükkanlar kireç boyalı ve mavi pencereli. Bu arada mavi pencere olayı beyaza sinek gelirse pencereden içeri girmesin diye yapılıyormuş. Çok ilginç bir bilgi değil mi?

Bu sokaklarda lux markaları bulabileceğiniz gibi çok tatlış tezgahlara ve orijinal takılara göz gezdirebilirsiniz.

Tüm restoran ve barlar çok güzel. Bu sahil gecelerinde kesinlikle bir tavernaya gitmenizi ve Yunan mutfağının keyfini çıkarmanızı tavsiye ediyorum. Ouzo (Artemis) ve Mythos (Yeşil Bira) şiddetle tavsiyedir.

Yazımızın sonuna geldiğimizde belirtmek isterim ki benim ananem Rodos’lu dedem de İstanköy (Kos) göçmeni. Ananemin ailesi Balıkçı Kemal Kaptan ile Uzun Ayşe’nin hikayelerini yazarak başlamıştım bir şeyler karalama sevdasına.. Taa ilk okul zamanımda. O sebeple ayrı bir yeri var işte bu toprakların.. Nicelerini görebilmek dileğiyle!

Beni ve daha bir çok fotoğrafımı instagram ve facebook adreslerimden takip edebilirsiniz.

Αντίο !

Related posts

Barselona Gezi Rehberi – Sevmemek Mümkün Değil!

Cote d’Azur Gezi Planı – Nice Gezi Rehberi

Prag Gezi Rehberi – Romantik Masal Diyarı