Amerikan Rüyası, Büyük Elma, Hiç Uyumayan Şehir, Dünyanın Başkenti ve daha bir çok sıfat. Hepsi tüm sıfatlarını hakkıyla sırtlayan New York City’e ait. Hayaller şehri, bir zamanlar üzerinde Kızılderililerin yaşadığı New York için uzun soluklu bir gezi rehberi hazırladım. Bu koca şehir için daha kısası olamazdı.
– Restoran ve kafelerde %15-20 arası bahşiş vermeniz beklenmekte.
– Tuvalet için gördüğünüz tüm restaurant, kafe, otelleri kullanabilirsiniz.
Havaalanı Ulaşım: John F. Kennedy Havaalanı – Manhattan
- Taksi: 50-60 USD
- Shuttle: 20 USD
- Metro: “Air Train” e binerek Jamaica Station’a gidin. Air Train ücretsiz olsa da inerken 5 USD’a Metro Card almanız gerekecek. Jamaica’dan metroya binerek E treni ile Manhattan’a ulaşabilirsiniz.
Şehir İçi Ulaşım:
- Taksi: En pahalı ulaşım aracı. Kredi kartı veya nakit olarak ödeme yapabilirsiniz. Taksilerde %10 civarında bahşiş vermek gerekiyor.
- Otobüs: Ucuz yollu bir ulaşım aracı. Biz ara ara kullandık. Bozuk olmak şartıyla nakit, metrocard, bilet geçiyor.
- Metro: 24 saat açık metro muhteşem bir şey. Eğer New York’ta 4-5 gün kalacaksanız ve her yere yürümek yerine ağırlıklı metro kullanarak gezecekseniz haftalık kişi başı 30 USD vererek Metrocard almanızı tavsiye ederim. Aksi halde her biniş için 3 USD ücret ödemeniz gerekir. Ve tabi ki bizim her yolculukta en çok tercih ettiğimiz şey “Tabanvay”. Bir şehri en güzel yürüyerek keşfedebilirsiniz. New York da bunun için biçilmiş kaftan.
Konaklama: İşin en sıkıntılı kısmı burası. Bizim ise en şanslı olduğumuz nokta. Neden sıkıntılı? Çünkü New York otelleri hem inanılmaz pahalı hem inanılmaz leş. Şöyle örnek vereyim daha aydınlatıcı olsun 🙂 NYC ‘de bir valiz otel var arkadaşlar. Manhattan’daki bu otele girişte bir alet var, valizlerinizi alıp minik minik bir sürü üst üste duran dolaba kaldırıyor. Çünkü oda valiz bile sokulamayacak kadar küçük!
Manhattan’da merkezi noktalarda otel isterseniz geceliği minimum 200 USD gibi düşünün. Farklı bir alternatif Airbnb
olabilir. Örneğin; Upper East Side Manhattan’ın en lux bölgesi ve arkadaşlarımız burada güzel bir evi 4 geceliği 600 USD’a kiraladı. Biz neden mi şanslıydık? Çünkü gezmek için süper ama konaklamak için çok kötü olan Manhattan’da değil, Manhattan’a tek otobüsle ulaşılabilen New Jersey eyaletinde Secacus şehrinde konakladık. Canımın içi Gamze Ablam ve Reşat Abime buradan kucak dolusu sevgi ve teşekkür!
Vize: Amerika vizesi ile ilgili detaylı bilgi almak için tıklayın.
Ucuza gezmek için alternatifler varmış. Peki NY City Pass veya New York Pass almalı mı almamalı mı?
Tussauds, MOMA, Radio City Music Hall turu, Guggenheim Müzesi, Özgürlük Anıtı, Metropolitan Museum of Art, Top of the Rock gibi yerlere ücretsiz giriş ve sırada beklememe gibi fırsatlar sunuyor.
Bu Müzelerin gerçek fiyatlarını ve olmazsa olmaz gidilmesi gerekenleri aşağıda tek tek belirtiyorum. Siz buna göre düşünün. Sonuca kendiniz karar verin ama herkes al al diye bangır bangır yazmasına rağmen biz almamayı tercih ettik, buna rağmen her şeyi de yaptık, hiç de pişman olmadık.
Kaç günlük bilet alırsanız ona göre fiyat değişiyor. Güncel fiyatları görmek için tıklayın:
- Empire State Building: 32$ – Kesinlikle gidilmeli. ŞAHANE MANZARA! Manhattan Skyline’ını izleyin.
- American Museum Of Natural History: 25$ diyorlar ama bağış kabul ediliyor. Biz toplam 5$ verdik. Turistlerin verdiği 1 cent’lerin yanında fazla bile.. Kesinlikle gidilmeli.
- The Metropolitian Museum Of Art: 25$ diyorlar ama bağış kabul ediliyor. Biz kişi başı 1$ verdik. Kesinlikle gidilmeli. Gitmeden buraya tıklayarak görülmesi gereken eserleri inceleyebilirsiniz.
- Moma (The Museum Of Modern Art): 25$ – Sadece Cuma günleri 16:00-19:00 arası ücretsiz, haliyle de baya sıra oluyor. – Kesinlikle gidilmeli.
- Top Of The Rock: 25$ – Empire’a gidiyorsanız buraya gitmeniz şart değil. Rock’tan Empire da göründüğü için buranın da manzarası şahane fakat bence gitmişken önceliğiniz Empire olmalı.
- Guggenheim Museum: 22$
- Statue Of Liberty&Ellies Island: 17$ – Bence gitmeye gerek yok. Gezi Rehberi kısmında detaylı anlattığım üzere ücretsiz ferry ile Özgürlük Heykelini görebilirsiniz. Adaya gitmeniz hem baya bi sıra beklemek demek hem de napcağnız
orda ya. - Madame Tussauds: 39$ – Diğer ülkelerde gittiniz mi bilmem ama NYC ’deki Madame Tussauds en başarılı olanmış. Bizim “aman mutlaka gitmeliyiz, ünlülerin balmumu heykelleri ile fotoğraf çektirmeliyiz” olayımız olmadığından gitmedik.
- NBC Studio Tours: 25$ – Şart değil, yazıda detaylı anlatacağım.
Bir de Hop-on Hop-off Bus Tour muhabbeti var. Üzeri açık ve çift katlı otobüslerle şehir turu yapmak, bir çok durakta inip gezmek sonra yine binmek isterseniz ayrı bir ücret karşılığında satın alabilirsiniz. Bu pazarlığa açık biraz. İsterseniz şehir merkezindeki satıcılarda şansınızı deneyin , olmadı zaten internetten alabilirsiniz.
Gezi Rehberi: Manhattan 3 bölgeden oluşuyor. Uptown, Midtown ve Downtown. Gezilecek yerleri bölgelere göre ayırıyorum ki kaç gün kalacaksanız ona göre paylaştırın. 3 bölüme de en az 1 er gün verirseniz ve yemez içmez sadece gezerseniz ancak üstün körü gezmiş olursunuz. Bence NYC en az 5 günde gezilir. O da tam tempo. İleride bahsedeceğim Woodberry alışveriş olayına girecekseniz 1 gün de sadece onun için koymanız gerekir. Biz New York için 7 gün ayırdık.
1.BÖLÜM: Uptown
CENTRAL PARK: 5. Cadde Apple Store karşısından Central Park’a girin. Tabi girmeden önce dışarıdan Cam Küp görünümlü Apple Store’u bir ziyaret edin. Merdivenden aşağı indiğinizde yüzlerce kişinin Apple ürünleri ile ilgilendiğini göreceksiniz. Teknoloji dünyasının lunaparkı burası. Bizim gittiğimiz dönem Iphone 7 yeni çıkmıştı ve bir dünya insan dışarda sırada rezervasyon yaptırmak için bekliyordu. Rezervasyon sırası size geldiğinde istediğiniz model & renk ellerinde olmayabilir. Ne önemi var? Kapital düzen size başka bir modeli de aldırır 🙂
Neyse girdik efendim Central Park’a, Aman Tanrııım! İnsanlar burada yaşam sürdürüyor arkadaşlar. Koşanlar, çocuklar, işten çıkıp evden getirdiği öğle yemeğini yiyenler, bisiklet binenler.. Manhattan’ın göbeğinde böyle bir alan olması gerçekten inanılmaz. Vaktiniz varsa bir New Yorker gibi gününüzü geçirin orda. Çimlerde uyuyun, gözlem yapın.
Centeral Park’ın içinde Alice heykeli, hayvanat bahçesi, göletler, Manhattan Binalarının göründüğü saha ve daha bir çok şey var. Gez gez bitmez ama en azından bu saydıklarımı görmeye çalışın. Bisiklet kiralayabilir ve bu şekilde de gezebilirsiniz.
METROPOLİTAN MUSEUM / MET: Central Parktan 5.cadde Upper East Side tarafına doğru yürüdüğünüzde MET’i
göreceksiniz. MET inanılmaz büyük bir müze. Haftalarınızı verseniz bitiremezsiniz. Bu sebeple kendinize en çok gezmek istediğiniz alanı seçin. Bizim tercihimiz Afrika & Okyanusya Bölümü ve Modern Sanatlar Bölümü oldu. Zaten bunlara girip çıkarken diğer bölümleri de baya gezdik. Met’in merdivenlerinde bir çok New Yorklu oturup bir şeyler yer içer. Siz de yapın çok keyifli. Karşıdaki hotdog’culardan hotdog alabilirsiniz.
AMERİKAN MUSEUM OF NATURAL HİSTORY: Amerikan Doğa Tarihi Müzesi: Friends dizisinde Ross’un çalıştığı müze. Herkes çocuğunu kapıp gelmiş. Bilim akıyor her bir köşeden. Tam okul gezisi yeri. Deniz canlıları, bitkiler, hayvanlar, insanlar, uzay, big bang aklınıza gelebilecek evrenle ilgili tüm soruların cevabı bu müzede. Hiç abartmıyorum hayatımda en çok zevk alarak gezdiğim doyamadığım müze bu oldu. Biz BİG BANG ile başlayıp günümüze kadar evrenin evrelerini anlatan 3D bir filme katıldık. Film çıkışı tüm yol sizi yıllara bölünmüş evreler halinde tura çıkarıyor. Kaçırmayın!
HARLEM TURU: Arabayla bir tur yaptık. Vaktiniz varsa göz atın. Belki bir akşam orada şova bile gidebilirsiniz. Harlem artık güvenli bir bölge. Eskidenmiş o hikayeler.
2.BÖLÜM: Midtown
BRYANT PARK & NEW YORK PUBLİC LİBRARY: Midtown’ı gezeceğiniz gün sabah kahvaltınızı Bryant Park’ta yaparak
güne başlayabilirsiniz. Bu parkta belirli günler yüzlerce kişi aynı anda Yoga yapıyor. Dibinde ise New York Public Library yer alıyor. Aslında bu New York Halk Kütüphanesi her yerde var ama en ünlüsü ve ihtişamlısı bu. Bu sebeple de sessiz olmak şartıyla girip her yerini gezebiliyorsunuz.
ROCKEFELLER CENTER: 30 Rock dizisinden de bildiğimiz imparatorluk kalesi. Kışın Noel zamanı filmlerde gördüğümüz buz pateni yapılan ışıl ışıl mekan tam da burada yer alıyor. Etrafı tüm dünyanın bayrakları ile kaplı. Kendi bayrağınızı bulup fotoğraf çektiriyorsunuz. Peki ben neden Jamaika bayrağının altında çektirmişim acaba?
NBC STÜDYOSU & RADİO CİTY MUSİC HALL: Late Night with David Letterman, Saturday Night Live, Late Night
with Jimmy Fallon gibi popüler televizyon programlarının da çekildiği yer. Bunları gezmek için de turlar var ama bence gerek yok.
TİMES SQUARE: New York’a indiğimiz gece ayak bastığımız ilk yer burası oldu. Gecesi de ayrı gündüzü de. Sanki bu metrekarelerde asla sakinlik ve sessizlik olamazmış gibi. Işıklar, canlı hayat çok farklı bir meydan.
Kırmızı merdivenlerde oturun, Disney Store ve M&M’lerin tadını çıkarın. Merdivenlerin hemen altında yer alan TKTS gişelerinde sıraya gidip Brodway müzikalleri için ucuz bilet kovalayın. New York’ta katılabileceğiniz tüm etkinlikleri burada anlattım.
çıkacaktır.
MADİSON SQUARE GARDEN
EMPİRE STATE: Mutlaka Empire’a çıkın. Ama MUTLAKA! Birkaç koşul var yalnız bunu mükemmel kılmak için. Hava
açık olacak, saat 5-6 gibi gidip sıraya gireceksiniz ki gün batımından önce de görün, gün batımı da yapın, gece ışıklarını da izleyin ve tabi ki bunları yaparken ön sırada olun. Eğer biraz erken gitmişseniz, saat 4-6 arasında hemen binanın girişinde bulunan Heartland Brewery’de happy hour’dan faydalanıp 1-2 bira yuvarlayabilirsiniz.
IRON FLAT: New York ile özdeşleşmiş görülesi bina. Ütüye benzediği için ismi böyle.
CHELASEA MERKET & HİGH LİNE:
Ya burası acayip güzel bir yer! Bir sürü dükkan var içeride. Onlardan istediğiniz yiyecekleri Take Away olarak alıyorsunuz. Bir yerden de şarabınızı alıyorsunuz. Sonra bir köşede muhabbete doymayın. Deniz ürünleri de şahane olan bir mekan var. Karidesler, istiridyeler, yengeçler sizi bekliyor. Chelasea Merket’den çıkınca da (kime sorsanız gösterecekler) merdivenlerden çıktığınızda High Line’dasınız. Burası binaların üstünde yürünen bir yol. Çiçeklerle ve peyzaj çalışmaları ile dolu. Bir çok mimarlık öğrencisi buraya gelip tüm gün çizim yapıyor. Burada bir yürüyüş yaparak New York’a üstten bakabilirsiniz.
GUGGENHEİM MUSEUM
3.BÖLÜM: Downtown
WASHİNGTON SQUARE PARK:
SOHO BÖLGESİ:
CHİNATOWN & LİTTLE İTALY: Chinatown’ı geçtiğinizde bir sokağa girecek ve kendinizi İtalya’da bulacaksınız. Canlı, yeme içme üzerine kurulu Little İtaly boylu boyunca uzanıyor.
FINANCE DİSTRİCT – WALL STREET – NEW YORK STOCK EXCHANGE: Borsa & Meşhur Boğa Heykeli
BATTERY PARK: Wall Street turundan yorgun düşmüş olacağınız için bu park tam da dinlenme yeri.
BROOKYLN KÖPRÜSÜ: Manhattan ile Brookyln’i birbirine bağlayan, 1883’te yapımı tamamlanan ve dünyanın 8. harikası olarak kabul görmüş bu muhteşem gotik köprü hem arabalar hem yayalar için açık. Yani bu ne demek? Bu köprü üzerinde gün batımında Manhattan’dan Brookyln’e yürüyebilir, manzaranın ve fotoğraf çekmenin dibine vurabilirsiniz. Romantizm akıyor!
Metro: Manhattan 4,5 ve 6 nolu trenler – City Hall durağı
New York’a 1 saat uzaklıkta bulunuyor. New York’un otobüs terminali olan Port Authority’den otobüse binebilirsiniz. Ücret 40$. Otobüsler size bir kupon kitabı veriyorlar ve bu kuponlar ile mağazalarda ekstra indirimler alıyorsunuz. İnsanlar buraya valizle gelip içini dolduruyorlar. Bizim TL dibe batmış durumda olduğundan her şeyi 3 ile çarpınca çok bir anlamı olmuyor. Fakat bazı markalar cidden ucuz. Kalite arttıkça daha mantıklı fiyat dengelerine ulaşıyorsunuz. Burayı 1 gün harcayacakmışsınız gibi düşünerek plan yapın.
CENTURY 21: Büyük ucuzluk mağazasında çeşitli markaların indirimli ürünlerini bir arada yer alıyor. Downtown’dakine gidebilirsiniz.
MACY’S: Bizim YKM gibi mağazalar. Özellikle parfüm alacaksanız MACY’S den alabilirsiniz.
YEMEK İÇİN ÖNERİLEN MEKANLAR:
– Bagel: Amerikalıların meşhur simidi diyelim. Mutlaka deneyin.
– Cheesecake: Magnolia Bakery’de mutlaka tadın, diğer ürünlerini de deneyin. Ay şimdi bile içim gitti.
– Joint Burger: Burger için en tavsiye dilen.
– Morton’s Steakhouse: Steak yemek isteyenler.
– Junior’s Restaurant – Grand Central Terminal
– Soho Balthazar: Şahane bir dekorasyonu var. Yemekler de güzel.
– Pasta Bistro Grill: Greenwich bölgesinde
güzel ama yaşanır mı bilemiyorum. Bizim beyaz yakalı hayatımız gibi öğlen orda burda yemek yemek yerine insanlar sefertası usulü evlerinden yemek götürüyorlar işlerine. Çünkü şirketler öyle yemekmiş cartmış curtmuş vermiyor. Tek fark
götürdükleri çanta Burberry 🙂 İnsanların giyimi hiç önemli değil çünkü paranın kimde olduğu kıyafete göre şak diye anlaşılan bir şey değil. İnsanlar birbirini tanırken ilk sordukları şey “Ne yapıyorsun?”=”Nerede çalışıyorsun?” değil! Hatta
bu ayıp bile.. Çünkü aslında olması gerektiği gibi, birbirimizi mesleklerimize veya ünvanlarımıza göre kabul etmemeli, yargılamamalıyız. Amerika’da bunun bir önemi yok. Ama biz Türk kafasıyla baktığımızda “Aaa inşaat işçisinin bile elinde Starbucks var” diyoruz. Deriz tabi.. Senin ülkende ince belli çay bardağı varsa bu topraklarda da karton bardakta filtre kahve var. Onların normali bizim plaza hayatlarımızı süsleyen göstermelik nesneler o kadar.
Sözün özü, Avrupa, Asya gördüğüm her topraktan farklı bu topraklar. Macera dolu Amerikaa, Amerikaa!!!
Beni ve daha bir çok fotoğrafımı instagram ve facebook adreslerimden takip edebilirsiniz.
13 comments