Balkanların incisi Makedonya’nın başkenti Üsküp tam hafta sonu kaçağı yapmalık mini minnacık bir şehir. Ucuz, yakın ve üstelik 600 yıl Osmanlı himayesinde kalmış. Türk çarşısı bile var yahu.. O zaman Üsküp gezisi ile iki günde gezilebilecek yerler listemize bir yenisini daha ekliyoruz ve Öykünün Öyküleri’ne yeni öyküler eklemek için Vardar Nehri’nin ikiye ayırdığı, Yahya Kemal’in doğduğu şehir olan Skopje’nin yani Üsküp’ün yolunu tutuyoruz. İşte size Makedonya Üsküp Gezi Rehberi..
Balkanlar vloglarımı izlemeyi ve Youtube kanalıma abone olmayı unutmayın!
Üsküp Havaalanına ulaşımımızı Pegasus Havayolları ile 2 kişi gidiş dönüş 500 TL’ye sağladık. Ucuz biletin tadı hiçbir şeyde yok vallahi. Üsküp Havalimanı’na indikten sonra şehir merkezine gitmek için kolay seçenek taksi. Kolay ama 20 Euro istiyorlar. Bizde var mı o göz abisi diyerek Vardar Ekspress’i arıyoruz havalimanı çıkışında. Ne de olsa şehir merkezine yarım saat sürecek yolculuğumuz. Hareket saatleri havalimanında yazıyor ama ben buraya sitesini koyuyorum ki sevgili okuyucularım orada sürprizle karşılaşmasın. Vardar Ekspress’in fiyatı tek yön 175 Makedon Denarı yani 3 Euro civarı. Holiday Inn otelinin önünde indiğinizde Makedonya Meydanı 5 dakika yürüme mesafesinde.
Üsküp’te Konaklama için önerim ya ucuz ama şehir merkezine 15 dakika uzaklıkta yer alan hosteller ya da bizim gibi şehir merkezinin göbeğinde az biraz tuzlu sayılabilecek güzel oteller. Biz Makedonya Meydanı’nda yer alan London Bed & Breakfast otelinde leziz bir kahvaltı dahil 250 TL’ye konaklamayı tercih ettik. Aslında isteğimiz tam Büyük İskender heykelini gören odada kalmaktı ama başaramadık. Olsun.. Otelin kahvaltısı aslında kafe olarak hizmet veren bir yer olduğundan çoğu Avrupa şehrine göre baya mükellef bir kahvaltı yaptık. Otel parasını hesaplarken bunu da göz önünde bulundurabilirsiniz.
Üsküp’te Gezilecek Yerler
Makedonya Meydanı’ndan gezmeye başlayabilirsiniz. Heykellerle dolu bu meydanda “Büyük İskender” heykeli bulunuyor. Adına tam Büyük İskender denemiyor, “At üzerindeki savaşçı” deniyor. Çünkü Yunanlılar da bildiğiniz üzere üzerinde güneş batmayan imparatorluğun sahibini sahipleniyor. Aralarında bürokratik bir mesele bu.
Meydanın bir tarafı Porta Macedonia yani Makedonya Takı. Makedonya’nın bağımsızlığının 20. yılında 4,4 milyon Euro’ya dikilen mermerden yapılmış bir zafer takı. Halk şehirdeki bu heykel ve yapılara harcanan paraya çok kızgın ve karşı.
Meydandan yürüdüğünüzde ise Üsküp’ü ikiye ayıran ve Osmanlı döneminde meşhur “Vardar Ovası” türküsüne ilham olmuş Vardar Nehri’ni görüyorsunuz. Üzerinden Taş Köprü geçiyor. Köprüye Fatih Sultan Mehmed Köprüsü de deniyor. Evliya Çelebi de seyahatnamesinde böyle bahsediyormuş.
Köprüye geldiğinizde gözünüze çarpan heybetli bina Makedonya Milli Müzesi. İçeride Makedon liderlerin balmumu heykelleri sergileniyor. Müzeye giriş bileti öğrenci 120, yetişkin 250 Denar. Ama neymiş efendim müzenin içinde fotoğraf çekmek yasakmış. Video yasakmış. Bak sen bak.. Ben ne anladım bu işten arkadaş!
Hamamdan çıktıktan sonra Eksi Çarşı’ya doğru yürüyün. Osmanlı filmlerini andıran sokaklarda gezin, meşhur Destan Restaurant’ta köfte yiyin (2 kişi 500 Denar) Mado’da Trileçe deneyin, şimdiye kadar yediklerinizden nasıl farklı olduğunu görün. Burada tatlı enerjisi aldıktan sonra biraz tırmanacaksınız ve şehrin en yüksek noktasına konuşlanan Üsküp Kalesi’ne ulaşacaksınız. Kaleye giriş ücretsiz. Bu sefer kalenin inişinde durağınız 1492 yılında yapılan Mustafa Paşa Camii olmalı.
Ek olarak; Rahibe Teresa Evi, Arkeoloji Müzesi, Çifte Hamam, Yahya Paşa Camii , Arasta Camii, Sultan Murad Camii , Kurşunlu Han, Kapan Han, Sulu Han, St. Saviour Kilisesi, Museum of the Macedonian Struggle, Üsküp Şehir Müzesi bizim şahsen gitmediğimiz ama Üsküp’te Gezilecek Yerler arasında olan ziyaret noktaları.
Üsküp iyi, güzel, hoş da 1 günde geziliyor. Diğer gün için yine merkezde kalırsanız çok sıkılabilirsiniz. Bunu değerlendirmede Ohrid’e gitmek ve Ohrid Gölü’nde keyifli vakit geçirmek bir seçenek. 20-25 Euro’ya araba kiralayarak 3 saat süren bir yolculuk ile ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Ohrid Gölü’nde balık tutma aktivitesi de pek güzel bir deneyim olabiliyormuş. Biz çok koşturma olsun istemedik ve tercihimizi Makedon kökenli canım arkadaşım Mustafa’nın yönlendirmesiyle Matka Kanyonu’ndan yana kullandık.
Not: 2017 yazında kendi arabamızla çıktığımız Balkanlar Road Trip seyahatimizde rotamıza Ohrid’i de ekledik. Ne iyi yapmışız!
Ohrid Gezi Rehberi yazım için tıklayın.
Arabayla Balkanlar Gezi Turu Rota & Planlama yazım için tıklayın.
Matka Kanyonu için herkes taksi önerdi ama biz yerel halkı darladık ve Matka Kanyonu’na Nasıl Ulaşım Sağlanır araştırdık. Bunun için Vero AVM önünden kalkan 60 numaralı otobüse binmeniz ve yarım saat kadar yolculuk yapmanız gerekiyor. Yine aynı otobüsle dönüşünüzü de sağlayabilirsiniz.
Matka Kanyonu tam bir doğa harikası. İçerisi çok huzurlu. Trekking sevenler içinse bire bir yürüyüş parkuru, kano yapma fırsatı, teknelerle kanyon boyunca 1 saat kadar suda süzüle süzüle gezmece her şey sizin doğanın tadını çıkarmanız üzerine kurulmuş. İçerisinde bir de restaurant var. Biz soğuk havada sahlep keyfi yaparak kanyonu izledik. E tabi her gezimizde olduğu gibi maceralar bizi bırakmadı ve bir deliye rastladık. Kafenin hemen yanında yer alan kilisenin orada beliriverdi bizimki. Önce aklı başında konuştuk sonra tutturdu ben seçilmiş kişiyim diye. Hadi bakalım hoş gelsin abisiiii.. Sonrası tahmin edebileceğiniz gibi biz ufak ufak topuk 🙂 İşte böylece Matka’da noktaladık seyahatimizi.
Bir hafta sonu rotasını daha Öykünün Öyküleri’ne eklediğimize göre yeni seyahatlere yelken açabiliriz.
Beni ve daha birçok fotoğrafımı instagram ve facebook adreslerimden takip edebilirsiniz.
Sevgiler ve keyifli seyahatler sizin olsun efenim..
Hürriyet Seyahat‘te yayımlanan yazımı okumak için tıklayın.
3 comments