Orta Çağ’ın tüm güzelliğini kendine saklamış olan, kanallara ayrılmış eşsiz bir şehir Brugge. Ben ise bu şehri “Lezzet Kokan Şehir” olarak isimlendirmek istiyorum. Rengarenk evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları, şehre girdiğiniz gibi sizi karşılayan waffle, çikolata, patates kokuları. Ve damağınıza şenlik yaşatacak yüzlerce biraları.
Seninle olayımız çok eskiye dayanıyor Brugge.. Fakat başlamadan önce Youtube kanalımdan Brugge Vlog‘umu izlemeniz için videoyu buraya bırakıyorum. Beğenirseniz aboneliğinizi seve seve alırım 🙂
Ben küçük bir çocukken babamın işi dolayısıyla babam ile annem Belçika’ya gitmiş ve eve bol bol çikolata ile dönmüştü. E tabi bir de olmazsa olmaz fotoğraflar cabası.. Bizi niye götürmediniz diye sızlandığımı hatırlıyorum. Aslında ilk olarak o gün koymuştum kafama Brugge’e gitmeyi. Nihayet de biricik manitamla gerçekleştirdim bu isteğimi 🙂
Brugge için Schengen vizesi şart malum. Eğer yoksa kolayca Schengen vizesi almak için bu yazımı okuyabilirsiniz.
Öncelikle Brugge’e ulaşım için çok alternatifiniz var. Bunlardan biri Belçika seyahatinizi Hollanda ile birleştirmek. Ki ben öyle yaptım. Bu şekilde planlanmış seyahatinizde, Amsterdam Central Station’dan kalkan ve Brugge’e giden tren ile yolculuk, tren seçiminize göre 3 – 4 saat arasında sürer. En ucuz tren bilet ücreti 30 Euro’dur. Biletler için buraya bakabilirsiniz.
Ya da direkt Belçika’nın başkenti olan Brüksel’e uçabilir ve oradan trenle Brugge Tren İstasyonu’na ulaşabilirsiniz. Biletler için buraya bakabilirsiniz.
Alternatif olarak araba kiralayarak da Brüksel’den 1 saatte, Amsterdam’dan ise 2,5 saatte Brugge’e ulaşabilirsiniz. Biz arabamızı biraz lükse kaçarak dizel otomatik sigorta dahil günlük 59 Euro’ya Sixt’ten kiraladık. Yurtdışında araba kiralamak ile ilgili yazımı buradan okuyabilirsiniz.
Ek olarak Almanya – Hollanda – Belçika’da otoban ücretsiz olduğundan rahatlıkla araç kiralayabileceğinizi hatırlatırım. Vignette olarak bilinen OGS/HGS ücretini ödemiyorsunuz. Ülke değiştirdiğinizde ise sadece bir anda tabelalar değişiyor. Sınır diye bir şeyin olmaması ne güzel. Sanki tüm Avrupa Birliği tek ülke. Kiralama yapacak olursanız mutlaka formunuzda ülke değiştireceğinizi önceden belirtin.
Brüksel’den Brugge’e araba ile gidecek olursanız rotanız mutlaka Brüksel – Gent – Brugge – Oostende olmalı.
Gent de Brugge gibi şahane bir şehir. Oostende ise Brugge’den 15 dakika uzaklıkta yer alan kuzey denizini görmek için gidebileceğiniz balıkçı kenti. Burada erkekler balığa çıktığından, kadınları balık tezgahlarında çalışarak satış yapıyor. Ben bu şehre Kadın Balıkçıların Şehri dedim. Haritada belirttiğim Antwerpen de pek güzel bir şehir. Vaktiniz olursa diye rotaya eklemek istedim.
Brugge 1 günde rahatlıkla gezilebilecek bir şehir. Çok keyif adamıyım derseniz seyahatinizi 2 gün şeklinde planlayabilirsiniz. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim Belçika gördüğüm en medeni, refah seviyesi yüksek, sosyal devletin hakim olduğu ülkelerden biri oldu.
Brugge’e ulaştığınızda şehir içi ulaşım için ya yürüyecek ya da bisiklet kiralayacaksınız. Bu sebeple arabayla geldiyseniz arabanızı tren istasyonunun otoparkına günlük 4 Euro’ya bırakarak otobüsler ile ücretsiz olarak şehir içine ulaşabilir ya da şehir içindeki park yerlerine 2 saat için 4 Euro vererek park edebilirsiniz. Saati geçince de bir şey olmuyor. Aslına bakarsanız bilet almak bile sizin insafınıza kalmış çünkü kontrol yok ve biletleme işlemi kredi kartı aracılığıyla her yerde olan parkmetrelerden yapılıyor. Biz Avrupai davranıp biletimizi aldık ve diğer arabaları kontrol ederek öğrendiğimiz üzere arabamızın ön camından görünecek şekilde biletimizi bıraktık.
Brugge’de konaklama konusunda yardımcı olamayacağım çünkü bence Brugge’de konaklamak yerine Amsterdam’da konaklamalı bir seyahatte 2 ülke yapmalısınız. Amsterdam’da konaklayacak olursanız diye ayrıca bir yazı yazıyorum yakında burada olacak.
Brugge’de Gezilecek Yerler Neler?
Market Meydanı: Hani o her fotoğrafta gördüğümüz renkli renkli dondurma tadında evler var ya işte bu meydanda. Dön dolaş bütün yollar buraya çıkıyor. Bu meydanda meşhur Belçika biralarını içerek keyif yapıyor, insanları izliyorsunuz. Yine bu meydanda 50 Euro vererek paçalı atların olduğu faytona binebilirsiniz ama bence çok para yapmayın. Buraya gelmişken gözünüze hemen ilişecek olan Historium müzeyi gezebilirsiniz. Teras kafesi pek meşhur.
Belfort Tower: Belfort 13.yy’da inşa edilmiş ve en önemli özelliği 47 tane farklı çan sesine sahip olması. 83 metre uzunluğundaki Belfry Kulesine 10 Euro vererek çıkabilirsiniz. İçeriye aynı anda sadece 70 kişiyi alıyorlar.
Burg Meydanı: Belediye binası ve Kutsal Kan Kilisesi sizi karşılıyor. Kilisede Hz.İsa’ya ait olduğuna inanılan kanlı bir bez fanusun içinde sergileniyor. Rivayetlere göre bu fanus Kudüs’ten getirildiğinden beri hiç açılmamış. Kiliseye giriş ücretsiz fakat öğleden sonra 14.00-17.00 arası açık.
Kanal Turu: Tur esnasında kaptanlar sizi şehirle ilgili bilgilendiriyor falan filan ama çok sıra var be arkadaş. 8 Euro verirdim vermesine de o kadar beklemek istemedim. Lakin siz beklerim derseniz Brugge’ü derinlemesine öğrenme ve inceleme fırsatı bulabilirsiniz.
St. Jans Hospital: 800 yıllık bu hastane 1978 yılına kadar hizmet verirken şu an müze konumuna geçmiş bulunmakta. Giriş ücreti 8 Euro. Bu hastaneyse bizimkiler ne oluyor demek istiyorum.
Minnewater Park: Aşk Gölü anlamına gelen park Nisan – Mayıs döneminde giderseniz lalelerle dolu. Her güzel şehrin güzel parkı olur mottosuna ait tasarlanmış bir huzur merkezi.
Brugge’de Ne Yemeli?
Herkes Belçika’nın Hollanda’nın mutfağı zayıf dedi ama ben bir seyahatte okey olduğum her şeyi bu mutfakta buldum. Kocaman patates kızartmaları, buharlı tencerede beyaz şarap ya da bira eşliğinde pişirilen leziz midye, 400’den fazla bira çeşidi, waffle ve tabi ki çikolata.
Bira tavsiyem özellikle meşhur kiraz biraları “Kriek” ve deneme fırsatı bulduğum diğer süpersonik marka “Karmeliet”. Klasiklerden Duvel, Leffe, Hoegaarden’dan bahsetmiyorum.
- Midye yemek için Poules Moules – 2 kişi 1 tencere midye, patates ve 2 bira toplam 35 Euro
- Bira içmek için Bierbrasserie Cambrinus, 2be The Beerwall – 3 / 4 Euro
- Çikolata almak için Leonidas
- Sıcak çikolata için Espressobar-I Love Coffee
- Waffle için Chez Albert – 5,5 Euro
Brugge’den Ne Alınır?
Biraz pahalı olsa da mükemmel hediyelik eşyalar var burada. Brugge dantelleri ve cadıları ile ünlü bir şehir. Bira sürahileri, bardakları çok yaratıcı olduğu gibi dantelleri de tam el emeği. Cadılar ise kapı süsü olarak kullanabileceğiniz alkış yapınca kötü kötü “hahahah” diye gülen ama şans getirdiğine inanılan bir hediye olarak evinizi süslemek üzere hatıra köşenizde yerini alabilir.
Beni ve daha bir çok fotoğrafımı instagram ve facebook adreslerimden takip edebilirsiniz.
Keyifli seyahatler
12 comments