Eğer benim gibi Afrika kıtasına ilk kez ayak basacaksanız, Güney Afrika bu coğrafyaya “Merhaba” demek için biçilmiş kaftan. Hele ki Cape Town, sizi hem Afrika’da olduğunuzu hissettiren birçok yeni keşifle tanıştıracak hem de bu keşif yolculuğunda Avrupa ve İngiltere esintileri hissettirdiğinden, seyahatiniz kolay bir şehirde olduğunuzu bilerek akıp gidecek. Cape Town Gezi Rehberi yazımda size Bilmeniz Gerekenler başlığında her şeyi aktarmak istedim.
Cape Town Gezilecek Yerler listem ise gün gün test edilip onaylanmış rotasıyla bu yazımda.
Cape Town Vloglarımı izlemek ve Youtube kanalıma abone olmak için:
Güney Afrika’nın 3 tane başkenti var ve yaşam başkenti olan Cape Town’da dolu dolu bir seyahat geçirmeniz için en az 1 haftaya ihtiyacınız var. Bu seyahati Aralık – Mart arasında yaparsanız güney yarım kürede o dönemlerde yaz mevsimi olduğundan çok daha keyifli bir gezi sizi bekler.
Biz her sene Umur’un doğum günü olan 10 Aralık’ta yaz mevsiminin yaşandığı topraklarda kutlama yapıyoruz. 2017 kışında da Aralık ayında beyaz kumlarda yürümek, fok balıklarını elimizle beslemek, köpekbalıkları ile kafes dalışı yapmak, Afrika penguenlerini kucaklamak, tırmanış rotalarını başarıyla tamamlayıp gün batımı sonrası dolunayı izlemek, şarap rotalarında lezzet peşinde koşmak, Ümit Burnu’nda Atlas okyanusu ve Hint okyanusunun birleşimine merhaba demek için kendimizi Afrika kıtasının en ucunda Cape Town’da bulduk.
Adrenalinin dibine vurduğumuz aktivite olan Köpekbalığı Kafes Dalışı yazım için tıklayın.
Cape Town ile ilgili çok sorulan ve işinize yarayacak birkaç noktayı açıklayacak olursam;
- Cape Town’a giderken aşı yaptırmanıza gerek yok. Birçok Afrika ülkesinde varolan bu kural burada geçerli değil.
- Cape Town Afrika’da tamam, ama safari için uygun bir coğrafya yok. Para tuzağına düşmeyin.
- Cape Town’da yapılacak çok aktivite var. Helikopter ile şehir turu, skydiving, yamaç paraşütü, köpekbalığı dalışı bunlardan bazıları. Bence en az 1 tanesini yapmaya çalışın.
- Cape Town deniz tatili için uygun değil. Su çook soğuk!
- Cape Town’da priz tipi farklı. Bunu Airbnb yaparsanız ev sahibinizde bulabilirsiniz ya da bir yerden alırsınız.
- Cape Town tam olarak doğa aşığı insanların cenneti. Birçok tırmanış rotası var. Yanınızda mutlaka eşofman, şort, spor ayakkabı gibi işinize yarayacak ve kirlenip yırtıldığında üzülmeyeceğiniz kıyafetler getirin.
- Rüzgarı dillere destan olan bu şehirde yaz mevsiminde de olsa üşümemek için en az 2 tane ceket, uzun kollu veya rahat kapüşonlu bir şeyler getirin.
- Vodafone kullanıyorsanız paketiniz Cape Town’da da geçerli olabilir. Biz bu şekilde internet ve iletişim sıkıntısı çekmedik. Google Maps eliniz ayağınız olacağından hattınız yurt dışına kapalı ise bir sim kart almayı düşünebilirsiniz.
- Bu şehirde yeme içme konusunda hiç zorlanmayacaksınız. Gıda anlamında yelpazeniz çok geniş.
- Şehirde ATM’den para çekip nakit için onu kullanın, geri kalan tüm harcamalarınızı kredi kartı ile yapın. Döviz bürosu görmedik desem yeridir. Düzgün bir kur için banka bulmanız gerekiyor.
- Cape Town güvenli mi konusunu aşağıda detaylı anlatacağım.
Cape Town’un Acı Tarihi
Renk savaşının yaşandığı bu topraklar hepimizin bildiği üzere zamanında İngilizler ve Hollandalıların sömürgeleştirdiği, siyahi insanların köle muamelesi gördüğü, asla eşit olmayan koşullarda rengarenk tenleriyle yaşayan insanların memleketi. Nitekim bu milleti Rainbow Nation yani “Gökkuşağı Milleti” olarak adlandıran ve ömrünü bu renk savaşına adayan dünyadaki ilk siyahi başkan Nelson Mandela da yeri gelmiş 18 yıl Robben Adası’nda hapis yatmış ama sonunda ülkede özgürlüğü sağlamış.
Düşünün ki zamanında insanların renklerine göre yargılandığı mahkemeler, renklerine göre oturabildiği banklar, renklerine göre yürüyebildiği yollar varmış. Süpermarket yolunda bile beyazlar, beyaz olmayanlar ve renkliler (Hintliler, Malaylar..) olarak sınıflandırma yapılan bir toplum. Hem de beyaz kesim nüfusun sadece %10’luk dilimini oluştururken.
Geçmişi bir kenara bırakıp bugünü incelediğimde gözlemlerim bana şunu gösterdi. Evet teoride kimse ırkçı değil ve artık kimse birbirini rengiyle yargılamıyor. Peki ya pratik yaşam? Bir restorandaki çalışanların %99,9’unun siyahi olması, hizmet alanların %90’ının beyaz olması, meslek dağılımları, eğitim düzeyleri. Açıkça görülüyor ki geçmişten gelen zenginlik ya da fakirlik bugün Güney Afrikalıların peşini bırakmıyor ve ister istemez sınıflaşma devam ediyor.
Beyazların ülkeye kattığı hiç mi güzel bir şey yok. Hayır demek haksızlık olur. Bugün Güney Afrika özellikle Cape Town, Kenya’dan Zimbabwe’den farklı görülüyor ve turizm geliri elde ediyorsa bunda en büyük katkı her yerde İngiltere ve Hollanda esintisi görüyor olmak.
Cape Town Seyahat Bütçesi: Cape Town pahalı mı?
Açıkçası Cape Town’u daha ucuz bekliyordum, bence ucuz değil. Fiyatlar İstanbul ortalamasında. Bu arada Güney Afrika’nın para birimi Rand (ZAR) Ortalama bir hesap için gördüğünüz fiyatı 3’e bölerseniz TL karşılığını buluyorsunuz.
Bu seyahate cebimde 800 USD ile gittim ama döviz bürosunda para bozdurmak çok saçma olduğundan ATM’den 1500 Rand çektim ve 1 hafta boyunca otopark, su vb. gibi nakit gerektirecek durumlarda 480 TL gibi bir rakama karşılık gelen bu tutarı harcadık. Geri kalan tüm harcamalarımızı kredi kartımız ile yaptık. Hiç kendimizi kısmadan harcadığımız bu seyahatte uçak bileti dahil her şeyi topladığımızda 2155 USD harcamışız. Harcamalarımızın kalemleri 2 kişi için ise şöyle;
- Uçak Bileti : 3200 TL 840 USD
- Konaklama: 7 gece 1850 TL ( 515 USD )
- Araba Kiralama: 7 gün 350 TL ( 100 USD)
- Benzin: 38 USD ( Köpekbalığı dalışı için Gansbaai’ye gittiğimizden fazladan 5 saat yol yaptık )
- Robben Adası: 50 USD
- Yeme İçme, Ufak Tefek Alışveriş, Yol Harcamaları: 612 USD (Yeme içmeden hiç ama hiç kısmadık. Boğazımız düştü desem yeridir. Bu fazla fazla yani)
Tabi ki bu kadar yeme içmenin doğal sonucu olan bol tavsiyeli Cape Town Yeme İçme Rehberi yazım için tıklayın.
Söz konusu Afrika kıtasının en ucuysa baya bir uçmanız gerekiyor, haliyle de bilet parası seyahat bütçesinin en sağlam kalemlerinden biri oluyor. Ben Cape Town biletimi seyahat tarihimden 11 ay önce Qatar Qairways‘in kampanyası ile kişi başı 420 USD’ye yani o günkü kurda 1600 TL’ye aldım. 4 saat Doha’ya oradan da aktarma yaparak 10 saat Cape Town’a uçtuğumuz yolculuk gayet başarılıydı. Zaten Qatar ile defalarca kıtalar arası uçtum. Aktarmayı gözünüzde büyütmeyin, hiç yorucu değil. Boşuna çok daha fazla bilet parası vermeyin.
Cape Town’da ulaşımı toplu taşıma ile gerçekleştirmek deveye hendek atlatmak gibi. Über kullanarak da baş edemeyeceğiniz şekilde; gezilecek tüm yerler birbirine uzak. Kısacası hakkını vererek gezmek için araba kiralamak zorundasınız diyebilirim. Biz seyahat tarihimizden baya önce Budget’dan günlük 50 TL’ye Toyoto kiraladık. Temel sigorta da dahildi bu fiyata. Eğer son dakikaya bıraksaydık kiralanacak ucuz segment araba kalmadığını görmüş olacaktık. Bazı kişilerin bekleme sırasında bu sıkıntıyı yaşadığını gördük.
Trafik soldan akıyor yani direksiyon sağda. Bir de üstüne biz fark etmeden vitesli araba kiralamışız. Umur baya panik oldu sol elle vites kullanabilecek miyim diye ama hemen alıştı. Araba kiralamak yaptığımız en mantıklı işti. Benzin fiyatlarının da litresi 4 TL civarındaydı. Bu araba ile Cape Town’da 900 km yol yaptık!
Cape Town’da konaklama için en güvenli, akşamları da rahatlıkla sokaklarında dolaşabileceğiniz bölge turizmin ağırlıklı döndüğü Waterfront ve Longstreet bölgesi. Biz otelde kalmak istemedik ve tercihimizi Airbnb’den yana kullanarak 1 hafta boyunca LongStreet’in en merkezinde yer alan Mandela Rhodes Place’de yeni arkadaşlarımız Lize ve Simon’un evinde konakladık.
Lize ve Simon, İngiliz asıllı Güney Afrika’lılar, 2 tane kedileri var ve ailece çok tatlılar! Lize bizim için Masa Dağı’na çıkmak istediğimiz her gün hava koşullarını kontrol etti, bize bir sürü mekan önerdi, etkinlikleri paylaştı, rota çıkardı. Kısacası kendimizi Cape Town’lu hissetmemiz için her şeyi yaptı. Airbnb yaptığımız bu evi görmek için tıklayabilirsiniz.
Cape Town güvenli mi?
Cape Town aşırı güvenli bir şehir değil. Çok merkezi bir caddede akşam 8’de yürürken sırt çantamı açan bir adam güneş gözlüklerimizi çaldı ve çantamın açıldığını hissettiğim için arkamı dönüp onu sorguladığımda kaçmadı bile. Yine de telefonu çalınan arkadaşları duyunca şükür bununla atlattık dedim.
Cape Town’da turist olmak diye bir şey var. Sizin turist olduğunuzu anladıklarında ki şak diye anlıyorlar, otoparklarda “değnekçi” diye tabir ettiğimiz kişiler “Arabanı korumam karşılığında bana para verir misin?” diye soruyor. Otopark kuralı aslında 08:00 – 17:00 arasında görevli kişilerin sorumluluğundaki beyaz çizgi ile belirtilmiş alanlarda kaldığınız süreye göre ödediğiniz uygun fiyatlar. Lakin 17:00 sonrası üzerine fosforlu yeşil yelek geçirmiş gayet halktan adamlar yukarı anlattığım gibi sizden ücret talep ediyor. Bence çok rahatsız edici çünkü güvende hissedemiyorsunuz.
Son olarak kesinlikle arabada iphone kablosu, ceket, aklınıza gelen hiçbir şeyi bırakmayın. Camı kırılan bire bir tanıdığım arkadaşlarım var.
Tüm bunlar demek değil ki Cape Town’a gitmeyin. Şahane bir seyahatti iyi ki gitmişiz. Sadece epey dikkatli olun. Ve Cape Town’un Johannesburg’a göre güvenli bir şehir olarak değerlendirildiği düşünülürse çok macera aramıyorsanız Joburg’a gitmeyin.
Cape Town’a gitmeden önce rezervasyon yaparsanız kafanız “oh kafam rahat” diyeceğiniz durumları toplu olarak özetliyorum:
- Yukarıda söylediğim şekilde araba ve Airbnb rezervasyonu yaptırın.
- ”Rainbow Nation” yani gökkuşağı millet için ırk savaşı vermiş Mandela’nın 18 yıl yattığı hapishaneye ziyaret için Robben Adası’nın biletlerini internetten alıp gelin. Rezervasyon seçeneği yok.
- Güney Afrika şaraplarını tatmak ve muhteşem şarap rotalarında huzur bulmak için Warwick Wine House ve Spice Route’a gezi planınızda ayırdığınız gün için rezervasyon yapın. Warwick’te piknik ve şarap tadımı yapmak, Spice’da meşhur şef Bertus Baton’un restoranında yemek yemek en iyi tercihler olur.
- Restoranlar konusunda inanın 1 tanesinde bile yer bulamama sorunu yaşamadık. İlla ki temkinli olayım derseniz ilk gün yüzümü boyattığım Afrika Cafe’yi önceden arayabilirsiniz.
- Bizim yaptığımız gibi köpekbalığı kafes dalışı yapacaksanız onu da gelmeden ayarlayın.
BONUS: Cape Town’u Türkçe konuşan ama artık yerlisi olan dünya tatlısı bir gezgin ile keşfetmek isterseniz Merve nam-ı diğer Beniyiyimanne ile iletişime geçin! Gezinizden çok keyif alacağınıza eminim 🙂
Cape Town gezimize ait tüm detaylar instagram hesabımda #oykununoykulericapetown etiketi altında.
Beni ve daha birçok fotoğrafımı instagram ve facebook adreslerimden takip edebilirsiniz.
7 comments