Küçücük bir ülke olan Slovenya’nın küçücük başkenti Ljubljana. Okunuşu nasıl mı? Lyublyana 🙂 Bu şehir Avrupa’nın Green Capital’i yani yeşil başkenti olduğundan mı yoksa cıvıl cıvıl insan kaynayan sokaklarından mı bilmem ama bence tam yaşanılacak şehir. Avrupa’ya göre oldukça ucuz ama eski Yugoslavya’dan koptuktan sonra Balkan ülkesi olmaktan da epey uzaklaşmış, refah seviyesi yüksek, çocuklu ailelerin rahatlıkla sosyallik içinde yaşayabileceği, komşuları Hırvatistan, İtalya, Avusturya’dan oldukça etkilenmiş karma kültüre sahip bir şehir.
Ljubljana & Bled Gezi Vlogumu izlemek ve Youtube kanalıma abone olmak için:
Slovenya’ya ulaşım kolay kolay olmasına ama maalesef ucuz sayılmaz. Çünkü Ljubljana’ya sadece THY uçuyor bu sebeple her dakika uygun bilet bulma fırsatınız olmuyor. O yüzden yatın pusuya bekleyin kampanya dönemini. Buna değeceğini garanti ediyorum.
Bilet kovalama yarışında olur da bahar aylarına denk gelirseniz tadından yenmez. Biz kar kış demeden gezeriz ama bence buralar bahar ayları ayrı bir keyifli. Nitekim şansımıza bu seyahatimizi Mayıs ayında gerçekleştirdik.
Havalimanından şehre ulaşımda tercihinizi shuttle ve otobüs arasında yapmanız gerekiyor. Shuttle 8 Euro iken otobüs 4 olduğundan, otobüs saatleri uyuyorsa havalimanı çıkışındaki duraktan otobüse binerek 45 dakikada güzel şehre merhaba diyebilirsiniz.Ljubljana’da şehir içi ulaşımı ise hiç düşünmeyin. Küçücük tefecik bir şehir burası. Merkezde her yeri yürüyerek 1 günde gezebilir 2.günde şehri karış karış bilebilirsiniz. Dilerseniz her yerde görebileceğiniz bisiklet kiralama yerlerinden bisiklet alarak da gezebilirsiniz. Eğer bizim yaptığımız gibi Ljubljana’dan Bled’e ulaşmak isterseniz ki bunu yapmalısınız ister rotanıza göre araba kiralarsınız ister otobüse binersiniz.
Bu seyahat sadece hafta sonu seyahati olacaksa bir de otobüsle ulaşım sağlayacaksanız ancak Bled’i rotanıza eklersiniz ama biraz sıkı bir programla ve arabayla Bled – Bohinj – Vintgar Kanyonu – Triglav Milli Parkı – Slap Savica Şelalesi şeklinde rotayı çeşitlendirebilirsiniz. Eğer araba kiralamışsanız Avusturya Graz veya Hallstatt ya da Hırvatistan Zagreb rotanıza girebilecek destinasyonlar olabilir. Araba kiralamaya kalktığımızda ülke değiştireceğimiz için sigortanın epey arttığını öğrenince bizim evdeki hesap çarşıya uymadı. Siz şimdiden bilin çünkü sormayınca da bilgi vermiyorlar. Kiraladığınız ülkeden farklı bir ülkede sıkıntı yaşarsanız sigorta bunu kapsamıyormuş.
Araba kiralamayı da anlattığım seyahatinizi kendinizin planlamasına yardımcı olacak yazım için buraya tıklayabilirsiniz.
Bled Gezi Rehberi için sizi buraya alalım.
Ljubljana’da Nerede Konaklamalı?
Burada bir kahkaha patlatmak istiyorum arkadaşlar! Çünkü akıllı Öykü bu küçücük şehir için iki gecelik hafta sonu seyahatinde iki farklı otel ayarladı. Aslında seyahatin ikinci gecesi Bled’de kalmayı düşündüğümden Ljubljana’da tek gecelik rezervasyon ayarladım. Fikrimizi değiştirdiğimizde otelde yer kalmamıştı ikinci gece diğer otele kaldı. Bu da yeni bir yol öyküsü olarak satırlarıma eklenmiş oldu
İlk gece kaldığımız otel Hotel Emonec meşhur Preseren Meydanı’na 2 dakika uzaklıkta muhteşem konumu olan memnun kaldığımız bir oteldi. Gecelik toplam 87 Euro ödedik.
İkinci gece ise Metelkova civarında ki bu nispeten şehir dışı bir nokta ama yine de merkeze yürüyerek 15 dakika olan Hotel Meksiko’da konakladık. Burada da bir şok yaşadık çünkü bize ucuz oda kiraladığımız halde suit vermişler. Otel odası bizim ev kadardı! Yayıla yayıla takıldık valla. Bu otel için de gecelik toplam 97 Euro ödeyerek konaklama maceramızı noktaladık.
Ljubljana’da Gezilecek Yerler
Şehri gezmeye Ljubljana Kalesi’nden başlıyoruz. Ljubljana Castle şehrin en tepesinde yer aldığından manzara izleme noktası. Binaların arasına serpiştirilmiş ağaçlarla dolu bu şehri yukardan izlemek için teleferikle 2,2 Euro’ya yukarı çıkmanız gerekiyor. İnişte ise tabanvay en iyi yöntem bence. Patikadan kendinizi saldınız mı 5 dakikaya şehirdesiniz. Bu arada kalede kukla müzesi var. Müzeler bitti, kukla müzesi eksik kaldı herhalde. Helal olsun medeniyet diyerek yola devam ediyoruz.
Bu arada teleferiğin hemen karşısında Mart – Ekim arası dönemde Cuma günleri Open Kitchen diye yiyip içebileceğiniz bir Pazar kuruluyor.
Yokuş aşağı indiğinizde Preseren Meydanı’na çıkın. Burası şehrin merkezi. Bu meydan, adını Slovenya’nın ünlü şairlerinden biri olan France Preseren’den almış. Pembe kilise mi olur demeyin, vallahi çok güzel oluyor. Franciscan Kilisesi, Ljubljana’nın merkez meydanında olduğu için bizim yaptığımız gibi market veya kafelerden salata ya da sandviçlerinizi alıp bu kilisenin altında insanları gözlemleyerek bir öğle yemeği yiyebilirsiniz.
Kilisenin önünde yürüyüşe geçtiğinizde Ljubljanaca Nehri üzerinde pek de alışık olmadığınız bir köprü ile karşılaşacaksınız. Burası üç köprünün birleştiği Triple Bridge. Bu köprünün meşhur mimari Jose Plecnik’in bu köprü tasarımındaki amacı “hem tramvay ve araçlar rahat geçsin hem de yayalar güvenli yürüsün” müş.
Kongresni Meydanı ise Ljubljana Üniversitesi’nin bulunduğu geniş meydan. Nehir kenarında yürürken sağlı sollu tüm sokaklara girin bol bol meydan ve mimarisi güzel binalar görün.
Her Avrupa şehrinin bir klasiği şehir merkezinde insanların sosyalleşebileceği, rahatlayıp öğle aralarında yemeklerini yiyebileceği, yoga ya da spor yapıp bisiklete binebilecekleri hafta sonu ise çocuklarıyla keyifli zaman geçirebileceği bir park olması. Tivoli Park ise Ljubljana’nın yeşil bahçesi. İçerisi o kadar güzel ve huzur dolu ki kokusu burnumda kaldı ağaçların. Özene özene ayrıldım valla. Yeşil insanı mutlu ediyor.
Ljublana’nın simgesi sizce ne? Cevap Dragon Bridge’de.. Köprünün üzerinde yer alan ejderhalara dokunduğunuzda bu şehre tekrar geleceğinize inanılıyor. Biz de ejderhalara dokunduk ve Dragon Bridge’den geçerek Metelkova’ya gittik.
Metelkova, 1991 yılında Yugoslavya’nın ülkeden çekilmesinden sonra Slovenya hükümetinin dokunmadığı eski askeri kışla bölgesi. 200 aktivist, ressam, sanatçı genç bir araya geliyor ve bu bölgeyi işgal ederek grafitilerle dolduruyor, bölgeye hayat veriyor. Şu an o kadar güzel ki.. İllegal gibi ama delicesine turist çektiğinden devlet karışmıyor bu barların, galerilerin olduğu bölgeye. Her bir duvar ayrı kafaları anlatıyor. Geceleri ise takılmalık mekanlarla doluyor. Ljubljana’nın çok farklı bir yüzü. Bayıla bayıla gezdik, inceledik bu eserleri. Bir de canlı canlı çizime denk geldik şansımıza. Oh, bizden keyiflisi yok.
Ljubljana’da Neler Yedik?
Pop’s Burger: Burada hem California Classic ve mini Burger yedim hem de bira tadımı yaptım. Burgerler çok leziz biralar şahaneydi. Fiyatları da çok uygun. 7-8 Euro’ya yemek yiyebiliyorsunuz. Bir de nehir kenarında masa kapma yarışımız başarılı oldu ve cillop gibi bir masaya oturduk bu mekanda. Peki sonra ne oldu? Sıcacık havada deli dehşet yağmur bastırdı.Olsun, çok eğlendik!
Verace: Dehşet ultra süper ötesi pizza.
Ljubljana’dan suratımda koca bir gülümseme ile ayrıldım. Çok ama çok sevdim. Herkesin Avrupa listesine girmesi gereken bir yer olduğuna inanıyorum. Bu küçük şehre bir şans verin!
Beni ve daha bir çok fotoğrafımı instagram ve facebook adreslerimden takip edebilirsiniz.
Keyifli seyahatler
3 comments
Bu yazıdan sonra Ljubljana itinayla gezi listesine alınır. Minik olan cafeleri sevdiğim gibi sanırım minik ülkeleri de seviyorum. Daha sakin ve huzur verici oluyor..
Çok sevindim, bayılacaksın! Ljubljana’da keşfedilecek mekanları senden bekliyorum o zaman:)Üstüne ben bir daha gideceğim!
[…] Avrupa […]